Akışına bıraktım hayatı. Meslek lisesi, sonra açık öğretim. Sonra güzel bir firmada muhasebe.
Hep içimdeydi mikrofon sevdam, sahne ateşim. Yeri geldi koro oldu, yeri geldi küçük bebelere figüranlık.
Sonra seneler önce beni hayata karıştıran sular, bu sefer 'zamanı geldi' dedi.
"Ait olduğun yere gidelim artık..."
İşitsel İletişim
Hangimiz daha küçücükken saç fırçasını mikrofon yapıp bağıra bağıra şarkı söylemedik ki ?
O değilmiş ama sadece. Mikrofonun olduğu her yerde atıyormuş kalbim. Görme engelliler için şirket dergisindeki haberleri seslendirirken farkettim ki, sadece şarkı söylemek değilmiş yüreğimin götürdüğü yer. Mikrofona sevdam çok başkaymış. Önce şarkıya, sonra seslendirmeye,
En sonunda stand up'a yöneltti o sevda. Anlatacak şeyim de çok galiba. anlatasım da bitmiyor...
Sizde dinler misiniz ?